Teknolojik Uykusuzluk: Uykusuzluğun Sebebi Ekranlar

Teknolojik Uykusuzluk: Uykusuzluğun Sebebi Ekranlar
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater.

Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Etrafımızda ekranlarla çevrili dünyamızda teknolojik uykusuzluk artık daha çok problem olmaya başladı. Teknoloji ve bu cihazların karakteristik mavi ışığı bizim uyku düzenimiz ve biyolojik saatimizi tamamen değiştirdi. Yaşanan bu düzensizlik belirli bazı sorunlara yol açmaktadır. Özellikle çocuklar ve ergenler üzerinde bu durum oldukça yaygın.

Çoğumuz yatmadan önce telefonumuza bakıyoruz. Mesajlarımızı okuyoruz. Mesajımızda bize video seyrettiren bir link olabiliyor. Sonra sosyal medya hesabımıza bakıyoruz ve bir makaleye ya da başka bir videoya takılıyoruz. Fark etmeden bir veya daha çok saati böyle harcıyoruz.

Cep telefonları da bilgisayarlar ve televizyonlar kadar uyumadan önce bizi eğlendirme aracı olarak biliniyor. Böylece yatmadan önce uyumamıza yardımcı olacağını düşünüyoruz. Fakat aslında küçük büyük bu ekranların beynimizdeki etkileri oldukça büyük.

Bu yaygın davranışların uykusuzlukla bağlantısından bahsetmek bir açıdan karmaşıktır. Uyumadan önce bir dakikalığına telefonuma veya bilgisayarıma bakmam beni gerçekten etkileyebilir mi? Cevap çok basit: Evet. Her gün devam eden bir davranış alışkanlık haline dönüşür. Bu alışkanlıkla gözlerimize sürekli suni bir ışık gönderiliyorsa beynimiz sıkıntı yaşar.

LiveScience dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre, ekran ışıklarından dolayı maruz kaldığımız bu uyarılar bizim 24 saatlik ritmimizi değiştirmektedir. Hatta araştırmacılar bizim neslimizin 40 yıl önceki insanlardan iki saat daha az uyuduğunu bulmuşlardır. Bu değişiklikler en çok da çocukları ve ergenleri etkilemektedir. Bunun anlamı da bizler erken kronik uykusuzluk yaşıyoruz demektir. Bizler ayrıca bunun etkilerini davranışsal, güdüleyici ve akademik alanlarda da yaşıyoruz.

teknolojik uykusuzluk

Teknolojik uykusuzluk ne demektir?

Teknoloji dünyamıza girmeden önce, vücutlarımız güneşin doğuşu ve batışıyla uyumlu yaşıyordu. O çağlarda insanlar mum, şamdan, şömine, yağ veya gaz lambaları kullanıyorlardı. O insanların beyinleri için doğal ışık kaynakları son derece makbuldü.

Beyin fonksiyonlarımız güneşin doğuşuyla uyandığımız ve batışıyla uyuduğumuz zamanlar daha iyiydi. Gözümüzdeki retina gece olduğu zaman, beyin epifiz bezi melatonin hormonu salgılıyordu. Bu durumda bu hormon kan dolaşımında daha uzun zaman kalıyor, bu da insanların daha uzun süre ve daha iyi uyumasını sağlıyordu.

Yeni şehirler inanılmaz bir şekilde ışıklıdır. Gece olur, derken neon ve LED ışıklarının doğuşu başlar, binalar havai fişekler gibi ışıklarını yakar ve caddeler de uykuya meydan okur. Biz de evlerimizde ışıkları açarız, hatta bazen geç saatlere kadar. Ekranlar da evlerimizi aydınlatırlar. Telefonlarımız da bize ışık vazifesi görür. Onlar bizim dünyayla olan “büyülü” bağlantılarımızdır. Bu da bizim daima dış dünyayla bağlantılı, ondan haberdar ve aşırı uyarılmamız anlamına gelir.

teknolojik uykusuzluk

Ekranların beyinlerimizde yol açtığı etkiler

  • Cep telefonlarının yapay ışıklarının ve bilgisayar ekranlarının gözlerimizi uyarması sonucu epifiz bezi direkt olarak etkilenir. Ve sonuç ne olur? Melatonin hormonu salınımını bir süre durdurur.
  • Mavi ışık melatonin salınımını önler. Beynimiz esasen vaktin gece olduğunu tespit edemez hale gelir.
  • Cep telefonlarını, bilgisayarı veya tableti ışıkları kapatarak da kullanmak oldukça yaygındır. Fakat bu beyin fonksiyonlarında ciddi değişikliklere yol açar. Aşırı uyarılırız ve beyin “alarm” durumuna geçer.
  • Bu cihazları kullanmayı bıraktığımız zaman uykuya dalmamız ortalama olarak bir veya iki saatimizi alır.
  • Uykuya dalmak için harcanan zaman telefonlarımıza harcadığımız zamana ilave edildiğinde, ertesi gün beyin ve vücut fonksiyonlarını devam ettirebilmek için ihtiyacımız olan 7-8 saatlik uykudan bizi mahrum eder.
  • Teknolojik uykusuzluk 14-16 yaş arası gençlerde oldukça yaygındır. Kronik uykusuzluğa sebep olmasının yanı sıra aşırı yorgunluğa, konsantrasyon bozukluğuna, okul başarısının azalmasına, baş ağrılarına, huzursuz ruh haline, vb. sebep olur.
teknolojik uykusuzluk

Teknolojik uykusuzluk nasıl tedavi edilir?

Uyku hijyeni üzerinde çalışan uzmanlar teknolojik uykusuzluk sorununun bundan sonraki yıllar içinde daha da artacağını bildirmişlerdir. Örneğin çocuklar gitgide daha erken yaşlarda bu aletlerle tanışmaktadırlar ve aile denetiminden uzak bir uyku düzeni onlar arasında yaygındır.

En kolay çözüm bütün tabletleri, cep telefonlarını ve bilgisayarları ortadan kaldırmaktır. Bununla birlikte bu çok gerçekçi bir yol değildir. Bunun yerine daha çok farkındalığa, daha iyi alışkanlıklar edinmeye ve başka kaynaklara gereksinimiz vardır. Örneğin teknoloji endüstrisi mavi ışığın gözlerimizdeki ve beyinlerimizdeki etkilerini azaltmak için çalışmaktadır. Bu demektir ki; bu cihazların bünyelerinde değişiklikler yaparken, insanların sağlıklı alışkanlıklarla ilgilenmelerini sorgulamak gerekir.

Şimdi teknolojik uykusuzluk sorununun hayatımızdaki etkilerini günden güne nasıl azaltabileceğimizi ele alalım.

  • Ekranlarınızdaki ışığın şiddetini gece yaklaştıkça azaltın. Şimdilerde hem cep telefonlarında ve hem de bilgisayarlarda mavi ışığın etkilerini azaltmak için “gece ışığı” seçeneği bulunmaktadır.
  • Mavi ışığı filtreleyen gözlük satın alabilirsiniz. Bu gözlük ışığın gözü kamaştıran etkilerini azaltır ve epifiz bezinin doğal olarak melatonin hormonunu üretmesine yardımcı olur.
  • Güneş batıp karanlık olduğunda donuk ışık ve lambalar kullanmalıyız. LED ampulleri daha yeterli olmasına rağmen beyinlerimizi daha çok etkiler. Özellikle gece olduğunda bundan kaçınmalıyız.
lamba

Teknolojik uykusuzluk günümüzde artan bir sorundur. Hem çocuklarda, hem de yetişkinlerde uyku hijyeninin önemini hatırlamamız önemlidir. Bu sorunu yaşamamak için en ideal şey uyumadan 2 saat önce bu teknolojik cihazları kapatmaktır. İyi bir kitap, bir fincan ballı çay ve iyi bir sohbet bütün gece boyunca dinlendirici, derin bir uyku uyumamıza daha çok yardımcı olabilir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.