Logo image
Logo image

Sorunlarınızı Çözmeye Yardım Edecek Stratejiler

3 dakika
Sorunlarınızı Çözmeye Yardım Edecek Stratejiler
Son Güncelleme: 01 Kasım, 2017

Albert Einstein dinlemeye değer bir bilim insanıydı. Neyse ki bizlere şu sözü gibi pek çok öğreti bıraktı: “Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz.” Bu mantığı kullanarak kendinize hangi yöntemlerle sorunlarınızı çözdüğünüzü sorun.

Birçok olasılığın içinde, insanlar genelde en güvenilir olduğunu düşündükleri iki yöntemi seçerler. Öncelikle stratejik problem çözümü üzerinde duracağız, daha sonra ise kayıp anahtar paradoksundan bahsedeceğiz. Hazır mısınız?

Sorunlarımızı çözerken hangi stratejileri kullanmalıyız?

Sorunlarınızla yüzleşmek öğrenmenize yardımcı olur. Hata yapmak en iyi öğrenme şeklidir derler. Halbuki doğrusunu yapmak da öyledir. Bir çözüm yolu bulduktan sonra bunun işe yaradığını görmek pek çok değerli ders almanızı sağlayacaktır.

Some figure

Stratejik problem çözme yoluyla, sorunlarımızla nasıl yüzleşiriz?

Stratejik problem çözümü, farklı zorluk derecelerine sahip pek çok alanda uygulanabilir bir modeldir. Bunu pratikte de uygulamak için öncelikle üç temel adımı bilmeniz gerekiyor: tanımlama, hedef belirleme ve yüzleşme.

Tanımlama

İlk adım tanımlamadır. Problemi çözmeye girişmeden önce karşılaştığınız sorunu tanımlamak zorundasınız. Öncelikle sorunun doğasını anlamalısınız.

Sorunu anlamanın ilk yolu, kendinize sorunun nelerden meydana geldiğini, nerede olduğunu, ne zaman olduğunu, sorumlusunu, nasıl ve neden olduğunu sormalısınız. Başka bir deyişle, sorunu detaylı bir şekilde tanımlamak için biraz zaman ayırmak gerekir.

“Eğer bir problemi çözmek için 1 saatim olsaydı 55 dakikasını düşünmek, 5 dakikasını da çözümünü bulmak için kullanırdım.”

– Albert Einstein

Hedef Belirleme

Sorunu tanımladıktan sonra, hedeflerinizin belirlemelisiniz. Durmadan şikayet etmek yerine, istediğiniz sonucun ne olduğunu kendinize sorun. Örneğin, 6 ay sonra bir iş görüşmesine gitmeyi düşünüyorsanız ve istediğiniz pozisyon için belirli bir düzeyde yabancı dil yeterliliği aranıyorsa, hedefiniz elinizdeki süre boyunca o dilde istenilen düzeye gelmek olmalıdır. Belki de zamanla o dili sevdiğinizi ve daha da ilerletmek istediğinizi görecek ve bunu kendi içsel hedefiniz haline getireceksiniz.

Some figure

Yüzleşme

Öncelikle sorunuzu tam anlamıyla tanımladıysanız, artık çözüm için strateji oluşturmanın zamanı gelmiş demektir. Hedefinizi ve sorununuzun boyutunu biliyorsunuz. Öyleyse artık çözümü hakkında düşünebilirsiniz.

Başka bir deyişle, sorunu çözmek ve hedefinize ulaşmak için hangi stratejinin daha uygun olduğunu anlamalısınız. İşte bazı yöntemler:

  • Probleminizin sınırlarını zorlamak. Bazen bir şeyler iyileşmeden önce olabildiğince kötüye gider. Fırtınadan sonra her zaman hava dinginleşir derler. Belki de problemi en üst sınırına kadar zorlamak ve dibe çarpmak ivme kazanmanın bir başka yoludur. Örneğin, Yangından yalnızca bir iki şeyi kurtarmak, ödeyeceğiniz masrafı azaltmayacaktır. Bu nedenle kendinizi tehlikeye atmadan sabırla itfaiye ekiplerini beklemek ve her şey olacağına vardıktan sonra sıfırdan başlamak daha iyi olacaktır.
  • Sağlama Yapmak. Başka bir yöntem ise çözümden geriye doğru gitmektir. Yani, her şeyin çözüme kavuştuğunu düşünün ve bu noktaya nasıl gelindiği üzerine çalışarak bir önceki adıma gidin. Bu şekilde hep bir önceki adımı düşünün. Bu tıpkı elinizdeki kaseti geriye sarmak ve çözülmüş problemi tekrar yaratmak gibidir. Matematikçiler bu yöntemi kanıt ararken sık sık kullanırlar. Kanıtlamaya çalıştıkları şeyden başlar ve böylece gösterdikleri şeye ulaşıp ulaşmayacaklarını test ederler.
  • Problemin ötesine bakmak. Bunu yapabilmek için ideal yaşamınızı görselleştirmek ve kafanızda planını oluşturmak gerekir. Bu şekilde, belirsizliği aşacak gücü ve motivasyonu bularak en iyi çözüme odaklanabilirsiniz.

Kayıp Anahtar

Bu problem çözme stratejisi Umudunu Kaybetme” (Pursuit of Happiness) isimlik kitaptan geliyor. Paul  Watzlawick hepimizin dönem dönem yaptığı bazı hataları ustalık ve mizahla ele alıyor.

“Kayıp anahtar” da yazar, sokak lambasının altında anahtarını arayan sarhoş bir adamın hikayesini anlatıyor.  Onu gören bir polis memuru yardım etmek için bir süre birlikte anahtarı arıyor ancak daha sonra anahtarı kaybettiği yerin gerçekten orası olup olmadığını soruyor. Bunun üzerine sarhoş adam “hayır anahtarı ileride kaybettim ama orası çok karanlık” cevabını veriyor.

Sorunu analiz ederken, çözümü doğru bakış açısıyla arayıp aramadığımızı bilmek gerekiyor. Genelde kendi kendimizin kafasını karıştıracak adımlar atıyoruz. Belki zamanında, daha önceden bir yöntem işimize yaramış olabilir ancak bu o yöntemin her zaman işe yarayacağı anlamına gelmez.

Some figure

Fakat bu beynin doğal çalışma biçimidir.  Beyin, geçmişte işe yaramış olan çözüm yöntemlerini arayıp arşivinden çıkarır ve bize sunar. Bu nedenle basit sorunların ötesine geçmeye, doğru şekilde analiz etmeye ve en iyi çözümleri bulmaya çalışmak önemlidir, çünkü ne kadar çok deneyimimiz olursa olsun, onları her zaman bilmiyor ya da elimizde bulunmuyoruz.

“Her zaman bütün sorunlar için iyi bilinen bir çözüm yolu vardır- tek, akla yatkın ve yanlış.”

– Henry Louis Mencken

Verdiğimiz tavsiyeler doğrultusunda, artık sorunlarınızla yüzleşmek için yeni yöntemler biliyorsunuz. Ancak unutmayın ki tutmayı bilen birinin elinde değilse; bıçağın hiçbir keskinliği yoktur. Şimdi bildiklerinizden, zekanızdan ve pozitif düşünme kabiliyetinizden yararlanarak sorunlarınızla yüzleşme ve çözüm üretme sırası sizde.