Kötü Haber Verirken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Kötü haberler her geçen gün daha da yaygınlaşıyor gibi görünüyor. Zaman zaman, aniden ortaya çıkıyor. Başka zamanlarda ise er ya da geç gerçekleşeceğinden emin hissediyoruz. Bunun bir örneği, ciddi bir hastalıktan muzdarip bir yakınımızın kaybıdır. Her ne kadar canımızı acıtsa da böyle bir haberi bir başkasına vermek “daha” kolay gözüküyor.
Ancak diğer durumlarda, bir sevdiğimizin ölümü tamamen beklenmediktir ve başka insanlara bunu nasıl söyleyeceğimiz dair hiçbir fikrimiz yoktur. Kaza, saldırı, ya da doğal bir felaket, tek bir anda bütün dünyanızın paramparça olduğu durumlara bir örnektir. Bir anda, sizin için çok önemli olan bir kişi ölür.
Kimse bu türden bir deneyim yaşamak istemese de maalesef hayatın işleyişi böyledir. Mesele, bu durumlarla nasıl yüzleştiğiniz ve olanları başkalarına anlatmayı bilip bilmediğinizdir. Kötü haber verirken dikkat edilmesi gerekenleri öğrenmek ve bazı ipuçlarını keşfetmek için yazımızı okumaya devam edin.
“Tarih, mümkün olan en iyi şekilde içinden çıkmaya çalıştığımız sonsuz bir felaketten başka bir şey değildir.”
– Italo Calvino
Başkalarına kötü haber vermek zorunda kaldığınızda ne hissediyorsunuz?
Birine kötü haber vermek çok karmaşık bir iştir. Çok zor bir şeyi atlatmak zorunda olmanın yanında kendimizi gerçekten berbat hissederiz. Sadece ölen kişiye duyduğumuz hisler nedeniyle değil, bu kötü haberi paylaşmak üzere olduğumuz insanlar için de endişeleniriz.
Onları incitmekten korkarız. Haberi mümkün olan en iyi şekilde haber vermeye çalışmamıza rağmen, kaygılarımız devam eder. Ayrıca karşımızdaki kişinin nasıl tepki vereceğini asla bilemeyiz. Yaşananlardan bizi sorumlu tutabilir ya da bize kötü davranabilirler. Bütün bunlar, her bireyin kötü haberlerle baş edebilme yeteneğine bağlıdır. Haberci olarak, karşımızdaki kişinin tepkilerini kişisel olarak almamalıyız.
“Bizi değil de sevdiklerimizi öldüren ölüm ne haksız, ne lanetli, ne kötüdür…”
– Carlos Fuentes
Diğer taraftan, çoğu zaman bu gibi durumlarda çok fazla bilgiye sahip değiliz. Ölen kişinin yakınlarının size sayısız soru sorması da normaldir. Bu yüzden ne söyleyeceğimizi bilememekten korkarız. Ama gerçek şu ki, hepimiz insanız ve sorulan tüm soruların cevaplarını her zaman bilemeyiz. Özellikle de beklenmedik trajediler söz konusu olduğunda. İşte bu nedenle kötü haber verirken dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgilenmek önemlidir.
Kötü haber verirken izlenmesi gereken adımlar
Sevdiklerimizi kaybetmek yoğun duygulara yol açar. Sizin ve karşınızdaki kişinin yaşayabileceği bu olumsuz duyguları yönetmenin bir yolu, kötü haberi vermeye hazırlanmaktır. İlk adım, neler olduğu hakkında mümkün olduğunca fazla bilgi toplamaya çalışmaktır. Bu sayede yöneltilebilecek sorulara cevap verebilirsiniz.
Ayrıca olanları kime anlayacağınızı da bilmelisiniz. Ölen kişinin çocuklarıyla anne babası, arkadaşları ya da eşine kötü haber vermek aynı şey değildir. Çok önemli bir detay gibi görünmese bile bu ayrımı yapmak kendinizi karşınızdaki kişinin yerine koymayı kolaylaştırır. Böylece yüz yüze geleceğiniz her bir kişinin koşullarına göre dilinizi ayarlayabilirsiniz.
Ardından, neler olduğunu paylaşmak için uygun bir yer aramalısınız. Bu çok açık bir adım gibi gözükebilir ama seçtiğiniz yerin mümkün olduğunca özel olmasına dikkat etmeniz gerekir. Son olarak, ne söyleyeceğinize ve nasıl söyleyeceğinize zihinsel olarak hazırlanmanız son derece önemlidir. Bu şekilde, diğer kişinin acısını arttıracak uygunsuz bir şey söylemekten kaçınabilirsiniz.
“Sonuçta ölüm, hayatın var olduğunu gösteren bir semboldür.”
– Mario Benedetti
Kötü haber verirken dikkat edilmesi gerekenler
Her şeyi hallettikten sonra, gerçeği söyleme zamanı gelir. Söyledikleriniz, ölen kişinin geri gelmesini sağlamayacaktır, ancak diğer kişinin acısını olabildiğince azaltabilirsiniz. Bu yüzden verdiğiniz bilgiler çok açık olmalıdır. Ayrıca söylediklerinizin doğru olduğundan emin olmalısınız. Aksi hâlde karşınızdaki kişinin aklını karıştırıp daha da olumsuz duygular hissetmesine neden olabilirsiniz.
Bu düşünce çizgisinde, yaşananları yavaş yavaş anlatmalısınız. Örneğin: “Bir araba kazası oldu ve kocan çok ciddi şekilde yaralandı . Olay yerine ambulans geldi, sağlık görevlileri onu hayata döndürmeye çalıştı, ancak başarılı olamadılar. Çok üzgünüm, Peter aramızdan ayrıldı. ”
Ölen kişinin ismini söylemelisiniz, ayrıca ölümle doğrudan ilgili olan ifadeleri kullanmalısınız, böylece olanları kesin olarak anlayabilirler. Kişinin herhangi bir sorusu varsa, size müdahale edip sorabileceklerini hissetmelidirler. Onları çok iyi anladığınızı duyduğunuzu ve böyle zor bir zamanda destek vermeye çalıştığınızı hissetmeliler…
Gördüğünüz gibi kötü haber vermek basit veya rahat bir görev değildir. Kimsenin yapmak istediği bir şey değildir bu. Yine de yaşananları anlamaları için başkalarına kötü haber verirken hangi adımları izlemeniz gerektiğini bilmek önemlidir. Çok hassas olmanız, kendinize güvenmeniz ve her şeyden önce, haberi alan kişinin çektiği acıyı anladığınızı göstermek için empati kurmanız gerekir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.