Şekerin Beyin Üzerindeki Olumsuz Etkileri

Şekerin Beyin Üzerindeki Olumsuz Etkileri
Sergio De Dios González

tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Sergio De Dios González.

Tarafından yazılmıştır Alejandro Rodríguez

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Beslenme konusunda yapılan tartışmaların konusu yıllar içinde bir hayli değişti. En son yapılan araştırmalara göre bir insanın sağlığı için en kötü şeylerden biri, özellikle de obezite hastaları için, şeker. Ancak birçok insanın bilmediği şey ise şekerin olumsuz etkilerinin beynimize kadar uzandığı.

Şeker, kalp hastalıklarıyla ve diyabetle ilgili olmasının yanı sıra beynimizde de birçok problem yaratır. Bu yazımızda en korkutucu olanlarını öğreneceksiniz. Ancak bu konuya girmeden önce şekerle ilgili bazı efsaneleri savmamız gerekiyor.

Şekerin zararlı etkileri var mıdır?

Büyüme çağındayken sağlık ve beslenme ile ilgili tamamen yanlış bir sürü tavsiye bombardımanına tutulmuşuzdur. Örneğin, kalp hastalıklarında başlıca risk faktörlerinden birinin yağ tüketimi olduğu fikri gibi.

Şeker, uzun bir süre sağlığa herhangi bir kötü etkisi olmayan tamamen zararsız bir madde olarak lanse edildi. Fakat 2016 yılında yapılan bir soruşturmanın sonucunda, şeker sektörünün tarih boyunca araştırmacılara hep rüşvet verdiği ortaya çıktı. Peki amaçları neydi? Şekerin ne kadar zararlı olduğunu ve dolayısıyla da artık bildiğimiz gibi bunun kanser ve kalp hastalıklarıyla olan bağlantısını gizlemek.

Bağımlılık yapar

Şeker bağımlılığı gerçek bir problem. Her gün daha da fazla insanı etkilemeye devam ediyor. Bu bozukluğa sahip insanlar iyi hissedebilmek için hep daha da fazlasını tüketme ihtiyacı duyuyor. Hatta hayatından şekeri çıkaran insanlar ilk birkaç gün oldukça kötü yan etkilerine maruz kalıyor.

Örneğin, şekeri bırakan bir şeker bağımlısı baş ağrısı, baş dönmesi, kaslarda güçsüzleşme, anksiyete ve stres yaşayabilir. Neyse ki bu semptomlar kalıcı değildir. Sadece vücudunuz bu madde olmadan işlevlerini sürdürebilmeye alışana kadar devam eder.

Bu bağımlılık nasıl oluyor? Vücudumuz şekeri absorbe ettiği zaman beyinde yüksek miktarda endorfin salgılanır. Böylece hayatımızda iyi gitmeyen şeyler olduğunda kendimizi iyi hissetmek için bu maddeyi alma ihtiyacı duyarız.

Hafıza ve kavrama problemleri yaratır

Fruktoz (meyve, sebze ve balda bulunan bir şeker türü) tüketiminin etkileriyle ilgili Kaliforniya Üniversitesinde yapılan bir araştırmada, beyinde sinapslar oluşturmak gibi zararlı bir etkisi olduğu ortaya çıktı. Yani fruktozun fazla miktarda tüketimi, beynin kavrama ve yeni bağlantılar kurma yetisini azaltıyor.

Araştırmada fark edilen bir başka şey ise çok fazla fruktoz tüketen insanlarda BDNF düzeyinin düşük olduğu. Bu madde (beyin-türevli nörotrofik faktör) yeni anılar üretme ve yeni bilgiler öğrenme becerisinde önemli bir etkiye sahiptir.

Ayrıca bazı araştırmalar şeker tüketiminin Alzheimer hastalığıyla doğrudan bağlantılı olduğunu iddia ediyor. Hatta tıp camiası bu hastalığı Tip 3 diyabet olarak kabul ediyor.

Ruh halimizi etkiler

Tehlike altında olan sadece bilişsel becerilerimiz değil. Ruh halimiz de glikoz yüzünden büyük ölçüde değişebilir. Şeker, vücudumuzdaki insüline olan etkisi yüzünden depresyon, anksiyete ve ani ruh hali değişimlerine yol açabilir. 

Şekerin uzun vadedeki zararlı etkileri daha da kötü bir hal alabilir. Glikozu sindirdiğimiz zaman, beynimizde zevk almayı sağlayan nörotransmitterlerden bir tanesi olan serotonin salgılanır. Ancak vücudumuzun da bu maddeyi bir salgılama sınırı var. Beyin her serotonin salgıladığında beyninizden o kadar miktarda serotonin eksilir.

Bu yüzden uzun süre fazla miktarda şeker tüketen bir kişi pozitif duygularının devamlılığını sağlamakta güçlük çeker. 

depresyondaki kadın

Tokluk hissini engeller

Son olarak, yakın zamanda yapılan araştırmalara göre glikoz tokluk mekanizmamızı “alıkoyar.” Bu yüzden glikozun aşırı miktarda tüketimi sürekli aç hissetmemize sebep olur. Bu da obezite ve fazla kilo problemleriyle doğrudan ilişkilidir.

Şekerin oksitosin ve oksitosinin beyindeki fonksiyonu üzerindeki etkisi bir problem. Ancak beynimizdeki sonuçları çok daha vahim. Şekerin zararlı etkilerinden korunmak ve iyi bir fiziksel ve zihinsel sağlığınız olsun istiyorsanız şeker tüketiminizi mümkün olduğu kadar azaltmaya çalışın.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Sainsbury, E., Kizirian, N. V., Partridge, S. R., Gill, T., Colagiuri, S., & Gibson, A. A. (2018). Effect of dietary carbohydrate restriction on glycemic control in adults with diabetes: a systematic review and meta-analysis. Diabetes Research and Clinical Practice139, 239-252.
  • Kearns, C. E., Schmidt, L. A., & Glantz, S. A. (2016). Sugar industry and coronary heart disease research: a historical analysis of internal industry documents. JAMA internal medicine176(11), 1680-1685.
  • DiNicolantonio, J. J., O’Keefe, J. H., & Wilson, W. L. (2018). Sugar addiction: is it real? A narrative review. British Journal of Sports Medicine52(14), 910-913.
  • Anderson, G. H., & Woodend, D. (2003). Consumption of sugars and the regulation of short-term satiety and food intake. The American journal of clinical nutrition78(4), 843S-849S.
  • Murray S., Tulloch A., Avena NM., Recent studies of the effects of sugars on brain systems involved in energy balance and reward: relevance to low calorie sweeteners. Physiology & Behavior, 2016.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.