Sadelik: Olağanüstü İnsanlara Özgü Bir Nitelik

Sadelik: Olağanüstü İnsanlara Özgü Bir Nitelik

Son Güncelleme: 11 Temmuz, 2018

Sadelik muhteşem bir erdemdir ve olması gerektiği kadar yaygın değildir. Diğer tüm insanları da geliştiren bir niteliktir. Sadelik her zaman tevazu ile ilişkilendirilir ve yüce gönüllülük ile olgunluğun bir göstergesidir. Bu yüzden, sanılanın aksine, sadece olağanüstü insanlar gerçekten bu özelliğe sahiptir.

Bazı insanlar sadeliği “küçük şeyleri kutlamak” olarak tanımlar. Bir diğer deyişle, gösterişsiz bir kişi küçük şeylerden keyif alır ve bunların değerini bilir. Fazla yüksek beklentileri ya da tutkuları yoktur. Mutluluğunun önünde duran devasa bir dağ yoktur. Bu yüzden de sadeliğin faydasını gören kişi sade bir akla sahip olan kişidir.

Sadelikten yana olmak istiyorsanız uyumlu olmalısınız. Kendinizi nasıl kabul edeceğinizi ve genel anlamda nasıl daha kabullenici olacağınızı bilmelisiniz. Bu özellikler, akışın yönünü değiştirmeden ya da zorlamaya çalışmadan her şeyin akıp gitmesine yardımcı olur.

“Sadelik hayattaki yolculuğumuzu bize tam olarak yetecek kadar bir bagajla yapmaktır.”

– Charles Dudley Warner

gülen çocuk

Görünüşün sadeliği

Sadelik ilk başta görünüşünüzde fark edilir. Kişisel görünüşünüzden memnun olmak için kendinizi ne kadar “süslemeniz” gerekiyor? Süslenip püslenmek (ya da süslenmemek) sizi ne kadar daha az ya da çok düzgün bir görüntüye kavuşturur?

Görünüşünüze özen göstermek önemlidir. İçeride nasıl hissettiğiniz k endinizi dışarıdan nasıl gördüğünüze  yansır. Dünyaya gösterdiğiniz imaj budur ve insanların sizin hakkınızdaki ilk izlenimlerini belirleyen şeydir. Bütün bunlar gayet kabul edilebilir.

Kişisel görünüş bir takıntı haline geldiğinde ise bir problem var demektir. Biraz gösterişten zarar gelmez fakat korku, kendine güvenmeme ya da zamanın ve paranın büyük bir kısmını adamak gibi durumlar söz konusu olduğunda işler değişir. Görünüşünüzdeki sadelik kendinizi kabullendiğinizi ve kendinize değer verdiğinizi gösterir.

Yalın bir akıl

Düşüncenin basitliğinden genellikle “sağduyu” olarak bahsederiz. Sağduyu, her şeyi olduğu gibi, farklı göstermeye ya da gereksiz yere karmaşık hale getirmeye çalışmadan görmektir. Sakınmadan gösterilen, objektif bir bakış açısının varlığına işaret eder.

Aynı şekilde, zihnimizin yalın olması farklı bakış açılarını daha kolay anlamamızı sağlar. Haklı olma ya da kendi fikirlerini başkalarına dayatma ihtiyacını azaltır veya ortadan kaldırır. Herkesin birebir aynı şekilde düşünmesi gerektiğine inanmayız. Yalın bir akıl, dünyanın birçok farklı bakış açılarıyla dolu olduğunu zaten kabullenmiştir. Bu şekilde bir problemi değerli bir kişisel gelişim aracına çevirebilir.

Sade bir aklı olan kişi, bir şeyi kanıtlama gibi bir çabası olmamasının rahatlığıyla kendini ifade eder. Söyledikleri nettir ve gereksiz ağdalı bir dil içermeyen düzgün bir konuşması vardır. Kibirli konuşmaz ya da kasıtlı olarak sosyal sınıflara gönderme yapmaz. Yalın bir zihin, düşündüklerini açık ve net bir şekilde, direkt olarak ifade edebilmek demektir.

muhabbet eden gülen arkadaşlar

Başkalarıyla olan ilişkilerinizde sadelik

Bu erdem aynı zamanda başkalarıyla kurduğunuz ilişkilerde de önemli bir rol oynar. Bu olağanüstü erdeme sahip olan bir kişi kendine ve başkalarına saygısı olan biridir. Kendini kabul edebildiği için başkalarını da kabul eder. Bu ikisi birbiriyle paraleldir.

İlişkilerde sadeliğin bir başka özelliği de kişilerin hep aynı çizgide gitmesidir. Sade bir insan güçlü ve mütevazı kişilere eşit derecede değer verir. Kişiliğini ya da başkalarına olan davranışlarını kişiye göre değiştirmeyen bir karaktere sahiptir.

Aynı şekilde sadelik, başkalarının başarılarına da değer vermemizi sağlar. Başkalarının kazanımları için mutluluk duyar ve üzüntülerini paylaşırız. Mütevazı bir insan kendini diğerleriyle eşit görür. Bu da diğer insanlarla arasında içten bir dayanışma bağı oluşturur. Sadelik bir insan topluluğuna ait olduğumuzu ve bu insanların hiçbir zaman değişmeyen ortak bir bağla birbirilerine bağlı olduğunu anlamamızı sağlar: insan olmak.

Sadeliğe giden yol

Genel olarak korkularımızın bizi ele geçirmesine izin verdiğimiz için “burnu havada” ya da “anlaşılması zor” insanlar oluruz. Reddedilmekten ya da başka insanların söyleyeceklerinden korkuyoruzdur. Tedirgin hissederiz; daha iyi, daha güçlü ya da zengin veya daha güzel olmamız gerekir. Bir diğer deyişle, kendimizi olduğumuz gibi kabul edemediğimiz için korkarız. Aynı zamanda, içinde yaşadığımız koşulların da bizim için bir değeri olmaz.

Çektiğimiz acıların sebebi de muhakkak burada yatıyor. Yani sıkça olduğumuz ve olmamız gereken kişiyle ilgili yanlış düşünceler yaratıyoruz. Sahip olmadığımız şeylerden ötürü sürekli kaygılıyız ve bunlara ulaşmaya çabalıyoruz. Bunun sonucunda da sahip olduklarımızın keyfine varamıyoruz.

el içinde bir insan figürü

Sadelik pasif ya da kurallara uygun yaşamak demek değildir. Yani aynı anda hem büyük hedeflere sahip olabilir hem de hala elinizdekilerin ve başardıklarınızın değerini bilebilirsiniz. Hatta sadelik, hayat yolunu hafif adımlarla yürümemize ve devamlı bir gelişim halinde olmamıza yardımcı olur.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.