Ne Düşünürsek O Oluruz

Ne Düşünürsek O Oluruz

Son Güncelleme: 31 Ağustos, 2017

Ne Yersek O Oluruz adlı kitabın ayak izlerinden giderek, size bu fikrin psikolojik versiyonunu sunuyoruz: Ne düşünürsek o oluruz. Bu kesinlikle oldukça iddialı bir başlık ve bizi düşünceler, olaylar ve kendimizi tanımlama şeklimiz arasındaki ilişki hakkında düşünmeye davet ediyor. Tüm görevlerini göz önünde bulundurursak, beyin gerçekten de üzerimizde çok büyük bir güce sahip.

Düşüncelerimiz, davranış şeklimizi, aldığımız kararları ve yaşadığımız duyguları değiştirebilir. Kısacası, üzerimizde çok fazla etkisi var, düşündüğümüzden bile daha fazla.

Zihin: dost mu düşman mı?

Her şey ne düşündüğünüze bağlı! Üç gün boyunca uyusanız uyuyabilirsiniz gibi hissettiğinizde “Yoruldum, artık bunla başa çıkamıyorum” diye düşünmek oldukça sık gerçekleşen bir durum. Unutmayın ki beden ve beyin sizi memnun etmek için çalışır ve özellikle de beden kısa vadede bunu yapmaya eğilimlidir. Bununla birlikte, aynı zamanda bir lamba içinden çıkan ve her dileğinizi itiraz etmeden yerine getiren bir cin gibi de olabilir.


Popüler inancın aksine, zihinlerimiz bize ne yapmamız gerektiğini veya nasıl hissedeceğimizi söylemez. Tam tersine! Nasıl hissettiğimizden yalnızca biz sorumluyuz. Çevreyi, politikacıları, ekonomiyi veya patronlarımızı suçlayamayız. Bunların hepsi bizim algı filtremizden geçen şeyler. Elbette, suçlayacak başka bir şey bulmak çok daha kolaydır. Ancak bu şekilde, öğrenme, değişme veya iyileşme imkanı yoktur.

Her şey aklımızda bitiyor

Maratonlar dayanıklılığın fiziksel ve zihinsel olarak en zorlayıcı testlerinden biridir. İyi bir fiziksel hazırlığın yanı sıra zihinsel bir eğitim de gerektirirler. Peki neden? Çünkü vücut devam edemeyeceği düşüncesindeyse zihin, daha sonra yaşanacak ağrı ne kadar kötü olursa olsun, vücudun devam etmesine yardımcı olur.

Bu teoriyi test etmek için bir maraton koşucusu olmanız gerekmez. Yorgun, tükenmiş veya rutinden sıkılmış bir halde vazgeçmeyi düşündüğünüz ve kendinize “devam edebilirim”, “İyiyim” ya da “Bunu bitirelim” dediğiniz zamanları düşünün. O tip durumlarda, büyük bir ihtimalle bir anda işinizi bitirip hemen kendinizi yatağa atma isteği gelir ve size daha saatlerce çalışmanızı sağlayacak kadar büyük bir enerji verir.

Ayrıca dünyanın en pozitif insanı olmak ve her durumda bardağın yarı dolu olduğunu görerek yaşamak zorunda değilsiniz. Sadece bazı düşüncelerin bize yardım ettiğini, diğerlerinin de bize zarar verdiğini bilin. Alakasız şeylere dikkatinizi vermeyi bırakın ve gerçekten önemli olan şeylere odaklanın. Aklınıza bir şey takılmaya devam ederse, çözmek için zamanınızı ayırın ve bir sonraki aşamaya geçin.

Zihin akıl almaz şeyleri kabul eder

Kafanızın içinde bir beyin fırtınası olduğu için uyuyamıyorsanız, komidininize küçük bir defter koyun ve sorunlarınızdan bazılarını çözebilmeniz için bu defter aracılığıyla yaratıcılık kıvılcımınızdan yararlanın. Başınıza gelen kötü şeyler üzerinde enerjinizi harcamayın. Sorunlarınıza bir çözüm bulmak için zamanınızı ve kaynaklarınızı avantajınıza kullanmanız daha iyi bir yoldur.

Unutmayın ki her şey mantıklı olmak durumunda değildir. Hayatınızda bir parça doğaçlama olmasına izin verin! Hayatta bazı şeylerin mantıksal bire açıklaması varken, bazı şeylerin de duygularla, hislerle ve sezgilerle daha büyük bir bağlantısı vardır.


Belirsizlikle yaşamanızı, çok az da olsa öğrenin. Bir parça risk almayı gerektiren kararlar alın ve hataları oyunun bir parçası olarak görün. Kendinize baskı yapmaktan kaçının ve kusurlu olduğunuzu kabul edin. Bu korku ve endişe düzeyinizi düşürür ve sonuç olarak, yaptığınız hataların miktarı da azalır.

Düşüncelerinizi kendi çıkarınız doğrultusunda nasıl kullanabilirsiniz?

Kendinize gülmek, olumsuz düşüncelerinizi saf dışı bırakma konusunda size yardımcı olabilecek mükemmel bir egzersizdir. Bazen düşüncelerimiz ne kadar da absürt olurlar! Ancak olayların komik tarafını görünce biraz gerginliğiniz geçebilir ve durumdaki olumlu şeyleri görme konusunda kendinize yardımcı olabilirsiniz.

Kendinizle konuşmaya eğiliminde misiniz? Sokakta yürürken kendinizle tartışıyor veya karşınızda başka bir kişi varmış gibi ayna önünde mi konuşuyorsunuz? Zihninizin sizinle oynadığı oyunlara kendinizi kaptırmayın… onların hepsi birer tuzak! Ve çoğu zaman bu düşünceler olumsuz, kaprisli ve bencildir, ve tek yaptıkları sizi üzgün, endişeli, kızgın veya intikam duygusuyla dolu bir hale getirmektir.

Bu kelimeleri yok sayarsanız ve başka bir şeye odaklanırsanız, sizi ele geçirmek üzere olan bu deliliğe bir son verip aklınızın dizginlerini elinize alabilirsiniz. Sahip olduğunuz en güçlü aracın kontrolünü elinize aldıktan sonra, ilgilendiğiniz şeylere enerjinizi harcayabilir ve sizi mutlu etmesini sağlayacak şeylere vakit ayırabilirsiniz.

“Hayat, düşüncelerimizin yaratımından ibarettir.”

– Marcus Aurelius


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.