Logo image
Logo image

Kendimize Nasıl Bakmamız Gerektiğine Dair Bir Hindu Hikayesi: Kırık Çömlek

3 dakika
Kendimize Nasıl Bakmamız Gerektiğine Dair Bir Hindu Hikayesi: Kırık Çömlek
Son Güncelleme: 09 Ağustos, 2018

Bu, su satarak hayatını kazanmaya çalışan bir adamın hikayesidir. Yaklaşık on çömleği vardı. Her sabah erken saatlerde kalkıp, bu çömlekler taşımak için omzuna bir sopa yerleştirir, her ucuna bir çömlek asar, önce su kuyusuna ve daha sonra da şehre giderdi. Ancak, bu çömleklerden bir tanesi çatlaktı.

İlginç bir şekilde, bu çalışkan adam, günün ilk yolculuğunu yapmak için her zaman o çatlamış çömleği kullanırdı. Suyun olduğu kuyuya, mükemmel durumdaki bir başka çömlek ile gider, suyu sabırla çeker ve bir kilometrelik bir yol üzerinde taşırdı.

“Bize mutluluk veren her şey kullanışlıdır.”

– Auguste Rodin

Şehre geldiğinde, çatlamış çömlek elbette içerdiği suyun büyük bir kısmını zaten yolda kaybetmişti. Böylece, adam sadece diğer çömleklerden alabildiği fiyatın yarısını isteyebilirdi. Bozulmamış olan çömleklerden ise tam ücret alıyordu.

Kırık çömleğin utancı

Zaman içerisinde, diğer çömleği  durumu kendi aralarında tartışmaya başladılar. Adamın neden hala çatlamış çömleği kullandığını anlayamadılar, çünkü her gün ona maddi kayıp veriyordu. Ayrıca bu kırık çömleği neden ilk doldurduğunu da anlamadılar.

Some figure

Kırık çömlek de durumundan utanmaya başladı. Son on yıldır, çalıştığı insana eşlik etmiş ve bunun için büyük bir takdir görmüştür. Sadece artık bir engel olduğunu anladığında ve adamın kendisini neden çöpe atmadığını anlayamadığında kötü hissediyordu.

Aynı zamanda harika bir çömlek olduğu ve sahibine çok yararlı olduğu zamanları hatırladı. Tek bir çiziğinin dahi olmadığı zamanlar vardı. O zamanki günlük yolculuk için, en iyilerinden biriydi. Ancak bir gün adam yolda yürürken tökezledi. İşte o zaman çömlek kırıldı ve kısmen işe yaramaz hale geldi. Bu uzun zaman önce meydana geldi, ama adam hala bunun etkisinden kurtulmadı.

Kuyuya giden yol

Adam, kırık çömlek de dahil olmak üzere bütün çömleklerin ilgisini çeken bir şey yapardı. Belli zamanlarda, boş çömlekleri ile kuyuya yaptığı günlük yolculuk sırasında, adam elini cebine koyar ve yol boyunca bir şeyi sulardı. Hiçbiri onun ne olduğunu bilmezdi.

Birdenbire adam bu şeyi cebinde taşımayı bıraktı ve onu yolun kenarına fırlattı. Daha sonra, aynı şeyi tekrar yapardı, ama yolun karşı tarafında. Bütün çömlekler bu durum ile ilgilenirdi, ama her zaman yaptığı bir şey olmadığı için, kısa bir süre sonra tüm çömlekler bunu unuttu ve merakları geçti.

Some figure

Yeni çömlekler arasındaki konuşmalar, kırık çömleğe işkence gibiydi. Bu kadar yararsız olmaktan ve onu satan alan ve kendisine uzun süredir bakmış olan adama  zarar vermekten pişmanlık duyuyordu. Bu sebeple, daha fazla düşünmeden, adamdan onu atmasını istemeye karar verdi.

Güzel bir ahlaki ders

Bir gece, adam uyumaya hazır olduğunda, çatlak çömlek onunla konuşması gerektiğini söyledi. Adam, söylemek istediği şeyi dinlemek için çok dikkatliydi.

Lafı daha fazla uzatmadan, ona ne düşündüğünü anlattı. Yapılanı takdir ettiğini biliyordu, ama işe yaramaz bir çömlek olarak da kullanılamazdı. Sadece kendisine acındığı için yanında kalmasına razı olamazdı. Çöp kutusuna atılmalı ve bu iş kökünden çözülmeliydi.

Adam kırık çömleğin konuşmasını duyduğunda gülümsedi. Kendisini çöpe atmak gibi bir fikri olmadığını çünkü aslında çok faydalı olduğunu söyledi. “Faydalı mı?” diye sordu çömlek. Her gün sana sadece para kaybettirmek nasıl faydalı olabilir ki? diye devam etti. Adam sakin olmasını istedi. Ertesi gün ona neden bu kadar değer verdiğini gösterecekti. Kırık çömlek o gece zar zor uyudu.

Some figure

Ertesi gün, adam kırık çömleğe “Lütfen kuyuya giden yoldaki her şeye bak” dedi. Çömlek de etrafına ve yolun her iki tarafına da baktı ve sadece çiçeklerle dolu güzel bir yol görebildi. Kuyuya ulaştığında, adama, sorusunu cevaplayan bir şey göremediğini söyledi.

Adam ona şefkatle baktı ve şöyle dedi: “Kırıldığından beri, hala senin için en kullanışlı olabilecek yolu düşündüm. Bu yüzden ben de zaman boyunca, yürürken yere tohumlar attım. Senin sayende, her gün onları sulayabildim. ”

“Ve senin sayende, ekinler eriştiği zaman, onları toplayabilir ve normal fiyattan daha yükseğine satılabilirim.” Kırık çömlek, o zaman güzel amacının ne olduğunu anladı.