Kaygı Gidericiler: Her Komodinde Bulabileceğiniz İlaçlar

Kaygı Gidericiler: Her Komodinde Bulabileceğiniz İlaçlar
Gema Sánchez Cuevas

Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas.

Son Güncelleme: 11 Ocak, 2019

Kaygı gidericiler, doktorların kaygıyı kontrol etmeye yardımcı olması için yazdığı ilaçlardır. Bazı insanlar, ayrıca potansiyel bağımlılık yaratan, kolay kullanılabilir ve istismar edilebilir doğalarına işaret ederek onlara “hap şeklinde alkol” der. Bu günlerde, her komodinde kaygı giderici bulabilirsiniz. Bunlar sıkça reçetelenir ve sömürülür.

İlaçlara bağımlı bir toplumda yaşıyoruz. Sorunlarımızı çözmeye çalışmak adı altında reçeteli ilaçlara sığınmak artık çok kolay.

“Kaygıdan kaçınamazsınız, ancak onu azaltabilirsiniz. Kaygı yönetimi, onu normal seviyelere indirgemek ve daha sonra bu normal kaygıyı, öz farkındalığınızı, dikkatinizi ve yaşama iradenizi artırmak için bir uyarıcı olarak kullanmaktan oluşur.”

– Rollo May

Kaygı gidericilerdeki etkin bileşen

bulutlarla çevrili adam

Bu günlerde, kaygı gidericiler (benzodiazepinler), psikiyatrik ve psikolojik problemleri tedavi etmesi gereken diğer ilaçlardan çok daha büyük bir etkiye sahiptir. Bu bileşenler, nörotransmiter GABA’nın eylemini kolaylaştırır.GABA, nöral sinapslarının %30’undan fazlasında bulunur. GABA’nın işlevi, sinirsel elektriksel uyarıları engellemektir. Yani, GABA’nın aslında yaptığı şey nöral aktivitenin uyarılabilirliğini azaltmaktır.

Benzodiazepinlerin etki ettiği reseptörler sadece kaygıyla alakalı değildir. Bu reseptörler aynı zamanda hafıza ve motor yetenekler üzerinde de rol oynar. Sonuç olarak, benzodiazepinlerin etkileri spesifik olmamakla birlikte çok sayıda yan etkiye sahip olma eğilimi gösterir.

Kaygı gidericiler ilk seçenek mi yoksa tek seçenek mi olmalıdır?

kaygılı bir kadın

Zihnimiz hayatın kendisinden daha hızlı hareket ettiğinde kaygı duyarız. Bununla birlikte, kaygının iyi ya da kötü bir şey olmadığı, kendi içerisinde duygusal bir tepki olduğu doğrudur. Eğer sizi belirli bir süre boyunca sınırlarsa patolojik bir hal alır. Buna ek olarak, deneyimlerinize ve gelişiminize engel olursa da problem sayılır.

Bu bağlamda, Dubin (2009) şunları yazdı: “Anksiyete ataklarından gerçekten utanmalı mıyız? Hayır. Anksiyete ataklarını, kusmak zorunda kalmanın fiziksel tepkisine benzer buluyorum. Kusmak iyi ya da kötü bir şey değildir. Bu sadece olan ve genellikle midenizi zararlı atıklardan kurtarma amacı güden bir eylemdir. Ama asla insanlar arasındayken kusmak istemezsiniz, değil mi? Midenizin bulandığını hissetmeye başladığınız anda yaptığınız ilk şey, utançtan kaçınmak için en yakın banyoyu aramak olur. Kusmak, başkalarının önünde yapmak istediğiniz bir şey değildir. Aynı şey panik atak için de geçerlidir.” [çeviri]

Ağrıyı uyuşturmak için hap kullanmak

Eğer düzenli olarak bu hapları kullanırsanız, sizin için genel olarak ömür boyu ağrı kesicilere dönüşürler. Duyularınızı ve düşüncelerinizi uyuştururlar. Ağrının kökeninin ne olduğunu anlamadan ondan kurtulmanıza yardımcı olurlar. Kaygı giderici kullanmak, yangın devam etmesine rağmen yangın alarmını kapatmak gibidir.

Bu çok sağlıksız bir alışkanlıktır. Bu ilaçları kötüye kullanmak bizi onların etkilerinden kurtarmaz. Bazı durumlarda, kaygıdan kaynaklanan mutsuzluğumuzun yoğunluğunu kontrol etmek için ilaç kullanabiliriz. Bununla birlikte, insanların denemesi gereken tek tedavi türü ilaç kullanmak değildir.

Anksiyeteden muzdarip olduğumuz anda, zihnimizi eski sağlığına kavuşturabilmemiz gerekir. Dünyada var olmayı tekrardan öğrenmeye ve bu konuda yardıma ihtiyacımız vardır. Bu yüzden psikiyatrist ve psikologlardan yardım almak son derece önemlidir. Eğer yardım alırsanız, güçlü ilaçlara bağımlı olmaktan kaçınabilirsiniz. Ayrıca, problemlerinizi, komodininizde bulunan ilaçlara sığınmak yerine daha sağlıklı yöntemlerle çözebilirsiniz.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • González Pardo, H. & Pérez Álvarez, M. (2007). La invención de los trastornos mentales. Alianza Editorial, S.A. Madrid.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.