Logo image
Logo image

Homecoming: Duygular ve Hafızayla İlgili Psikolojik Bir Gerilim

2 dakika
Homecoming: Duygular ve Hafızayla İlgili Psikolojik Bir Gerilim
Gema Sánchez Cuevas

tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas

Tarafından yazılmıştır Sonia Budner
Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Homecoming kısa bir süre önce Amazon Prime’da galası olan, Julia Roberts’in yapımcılığını üstlenip, baş rolünü oynadığı bir televizyon dizisidir. Bu psikolojik gerilimin seyirciyi çok sarstığını söylemek abartı olmaz. Dizi ordudaki bilimsel keşiflerin tartışmalı konuları üzerinde durmaktadır.

Bu dizinin konusu Columbia ve McGill Üniversitelerinden bir grup tarafından yürütülen bir araştırmaya dayanır. Bu çalışma aynı nöronda depolanmış farklı anıların seçime bağlı olarak silinebilme olasılığının olduğunu göstermiştir. Yapılan bu çalışma geçen yıl Güncel Biyoloji dergisinde yayınlanmıştır.

Homecoming dizisinin özeti

Bu televizyon dizisi Birleşik Devletler ordusunda yapılan özel bir araştırmanın hikayesini anlatır. Görünen o ki; askerler için cepheden evlerine döndükten sonra yararlanabilecekleri bir rehabilitasyon merkezi kurulmuştur. Askerlere tekrar normal hayata uyum sağlamalarına yardımcı olabilecek terapiyi almaları için bu merkezde kalmaları söylenir.

Şirket çok tecrübeli olmayan bir psikologu (Julia Roberts) bu iş için kiralar. Ona askeri merkezin sorumluluğunu verirler, ama o emirleri kendinden daha kıdemli olan başkalarından almak zorundadır. Proje aslında birçok eski savaş askerinin çektiği travma sonrası stres bozukluğunun etkilerini toptan yok etmek için yeni bir ilaç denemeyi amaçlamaktadır.

Psikolog Heidi’nin konu hakkında bildiği tek şey budur. Fakat aslında bilmediği başka şeyler de vardır. Size dizi hakkında daha fazla ipucu vermek istemiyorum, çünkü diziyi seyretmek isteyenler izleyerek kendileri keşfetmeliler.

Some figure

Gerçek bir araştırma

Dizi hikayesinin orijinini duygular ve hafızayla ilgili muhteşem araştırmalardan almış gibi görünüyor. Columbia Üniversitesi yaptığı çalışmada aynı nöronda yer alan hatıraları seçici olarak silmenin bir yolunu bulmuştur. Çalışma nöronal yapısı insanlara benzeyen Aplysia deniz salyangozu üzerinde yapılmıştır. Bu buluş travmatik olayların olumsuz psikolojik etkilerini hafifletmeyi araştıran diğer çalışmalara da yol göstermiştir.

Kimyasal düzeyde birbiriyle ilişkili veya ilişkili olmayan hatıralar arasında fark vardır. Depoladığımız birçok bilgi duygusal olarak nötrdür. Ancak, depoladığımız diğer çeşit bilgiler ise duygularla bağlantılıdır. Hepsi birlikte bir olayın hafızasını meydana getirirler.

Araştırmacılar her bir hafıza çeşidinin farklı bir kinaz M proteini kullandığını keşfetmişlerdir. Bunlar nöronların anıları depolamak için kullandığı nörotransmitterlerdir. Birbiriyle bağlantılı hatıralar PKM APL III, bağlantılı olmayan hatıralar ise PKM APL I varyantını kullanırlar.

Çalışmanın sonucu

Çalışma uygun kinaz varyantını önleme yoluna başvurarak hatıranın en acı kısmının silinebileceğini doğrulamıştır. Bu çalışma travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) için yeni tedavilere yol açacaktır.

TSSB ile baş etmeye yardımcı olabilecek birçok psikolojik araçlar söz konusudur. Bununla birlikte terapiyle tamamen kökünü kazımak imkansızdır. Bu nedenle araştırmacılar TSSB tedavisinde farmakolojik yaklaşımlar geliştirmek ve hastadaki bir hatıranın sıkıntısını tamamen yok etmek istemişlerdir.

Some figure

Psikolojik bir gerilim

Bu psikolojik gerilim insan üzerinde deney aşamalarında yapılan bir araştırmayla ilgili bir senaryo sunar. Bu televizyon dizisi daha önce de bahsettiğimiz gibi farmakolojik yaklaşımın insaniyetsiz yönündeki karanlık yüzünü gösterir.

Homecoming dizisinde insan deneyinin fark edilmeyen olayların yanında beklenen sonuçlara teslim oluşu anlatılır. Bahsedilen bu fark edilmeyen olaylar ilaçların gelişiminde bir sonraki aşamayla bağlantılı olarak kolayca doğrulanmaktadır.

Üzerinde deneme yaptıkları insanların bu “rehabilitasyon terapisinden” tamamen habersiz oldukları konusu önemlidir.

Bir psikolojik gerilim olan Homecoming dizisi bu konuya ışık tutar. Ancak, sözde üçüncü nesil terapötik tekniklere dayalı çalışmalar yapan birinin olduğunu bilmek ilginç olurdu. Kanıtlar göstermiştir ki; bu tekniklerden bazıları beynin kimyasal dengesini etkileyebilir.