Endişelenmeyi Bırakmak İçin Hızlı ve Orijinal 3 Egzersiz

Endişelenmeyi Bırakmak İçin Hızlı ve Orijinal 3 Egzersiz
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater.

Son Güncelleme: 20 Ekim, 2022

Korku ve endişe, siz izin verdiğiniz sürece kaderinizi belirleyen iki şeydir. Yani, aklınızda bunlara fazla yer vermeyin ya da önemsiz şeylerden bir dağ yaratmayın. Bunun yerine bakış açınızı düzeltin ki daha esnek bir bakış açınız olsun. Endişe duymayı bırakmanıza yardımcı olacak egzersizlerle zihninizi eğitmeyi öğrenin.

Ancak bu endişe zincirini kırmak her zaman kolay olmaz. Tek yöne doğru giden, pencereleri olmayan bir endişe treninde sonsuz bir yolculuğa mahkum olduğunuzu hissedersiniz. Bu yüzden etrafınızdakileri göremez ve çaresiz hissedersiniz çünkü baskıcı anksiyetenin dayattığı bakış açısı dışında başka bir açıdan bakamazsınız.

“Endişe etmek aptalca. Elinde şemsiyeyle yağmurun gelmesini bekleyerek dolanıp durmak gibi.”

– Wiz Khalifa


İnsanlar ne derse desin, bu acılı döngü  hiçbir zaman  iyi niyetli basmakalıp tavsiyelerle son bulmaz:  “Henüz gerçekleşmeyen şeyler için endişelenmeyi bırak. Gevşe. Bir anlığına dur ve hayatın tadını çıkar.”

Zihniniz bu yorucu dinamiğe düştüğünde ve mantığını dinlemeyi bıraktığında, otomatik şekilde hareket etmeye başlar. Tüm varlığınızın anlamsız, ritimsiz bir iç müzikle dans ettiği bilinçsiz bir akışa kapılır.

Endişelenmeyi bırakmak istiyorsanız, beyninizin size dayattığının ötesinde farklı bir bakış açısına sahip olmanız gerekir. Buna ulaşmaya giden yol tüm benliğinizin, duyularınızın ve bilinçaltınızın birlikte çalıştığı bir süreçtir. Şimdi size bunu nasıl yapacağınızı harfiyen anlatacağız.

uçuşan karahindiba

Endişelenmeyi bırakmak için 3 egzersiz

Endişelenmek şüpheyle yakından ilişkilidir. Herkesin bildiği bir şey varsa, o da modern dünyanın işte tam olarak bu tema ile tanımlandığı. Diğer yandan da insanların hakkında pek konuşmadığı bir konu var: zihnimizde işleyen süreçlerin kontrolü her zaman elimizde değildir.

Anksiyete ya da stresin bedeninizdeki etkilerini midenize ağrı girdiğinde, başınız ağrıdığında ve bunun gibi birçok şekilde fark edebilirsiniz. Ancak zihninizin çalışma hızını her zaman takip edemezsiniz. Gittiği yolları, beklediği korkuları ya da siz istemeseniz de başınıza açtığı korkunç şeyleri fark etmezsiniz. Kontrolü elinizde tutmak ve bu negatif döngüyü kırmak sizin en büyük sorumluluğunuz.

Kamerada gözlerinize bakmak

Bu egzersiz basit, orijinal ve her şeyden önce de etkili bir yöntem. İlk bakışta tuhaf gelse de arkasında yatan mantığın bir önem var. Haydi bunun ne olduğunu öğrenelim.

  • Düşüncelerinizin gücüne karşı koyamamak sizi yıpratıyorsa bunu yapın: telefonunuzu elinize alın, selfie çekecekmiş gibi ön kamerayı açın ve ekrana bakın. Gözlerinize odaklanın.
  • Bu kendi kendinizin farkında olmak için muhteşem bir yoldur. Kendi gözlerinizin içine baktığınız zaman içinizde bir şeyler olur. Bir şeyler size durmanızı, hiperaktif zihninizi yavaşlatmanızı ve şimdi ile buraya odaklanmanızı söyler.
  • Ayrıca gözlerinizin içine bakmak ihtiyaçlarınıza odaklanmanıza ve kim olduğunuz hakkında düşünmenize yardımcı olur. Rahatlayın, zamanı durdurun ve sıkça ihmal ettiğiniz bu insana kucak açın: kendinize.
uzgun bakan mavi göz

Bir ses seçin

Endişe etmeyi bırakmak için bir başka harika strateji de bir ses seçip ona odaklanmak. Burada yapmanız gereken durup etrafınızda sizi uyaran birçok sesten sadece bir tanesini seçmek.

  • Diyelim ki iş yerindesiniz. Etrafınızda bir sürü ses var: muhabbetler, sürüklenen sandalyeler, kapı tıklaması, bilgisayar tıkırtıları, arabaların sokaktan geçip gitme sesleri, dedikodu yapan iş arkadaşlarınızın konuşmaları…
  • Şimdi bu kocaman ses denizinin içinden bir ses seçin. Belki de pencerinizin önündeki ağaçta şarkı söyleyen kuşlar vardır. O kuşların sesine odaklanın ve diğer uyarıcılar birkaç dakikalığına yokmuş gibi davranın. Zihniniz sadece bir şeyle meşgul olduğu için yavaş yavaş sakinleşmeye başlar: tek işi kuşların şarkılarına odaklanmaktır.

Bir fincan sıcak çikolata

Bu seferki orijinal ve oldukça da alışılmadık bir fikir. Endişe duymayı bırakmak istiyorsanız duyularınızı harekete geçirmelisiniz. Tavsiyelerin pek bir yardımı olmadığını biliyoruz. “Rahatlayacağım ve daha az düşüneceğim” gibi şeyler söylemenin de her zaman işe yaramadığını biliyoruz. Bunun yerine böyle durumlarda yapabileceğiniz en iyi şey başka bir yoldan gitmek. Koku, tat ya da herhangi bir fiziksel duyunuzu aktif hale getirin.

bir bardak sıcak çikolata

Bu teknik farkında olarak yemekle doğrudan ilişkilidir, ki bu da farkındalıkla bağlantılıdır. Sıcak çikolatayı sevmiyorsanız başka bir içecek seçebilirsiniz. Fakat seçeceğiniz içeceğin sıcak olması gerekiyor.

  • İlk olarak sıcak çikolatadan çıkan kokunun ve ılık buharın sizi sarıp sarmaladığını düşünün. Daha sonra sakince derin bir nefes alın.
  • Şimdi de bir yudum alın ama hemen yutmayın. Bunun yerine ağzınızda bir süre tutun ve bırakın diliniz sıcak çikolatanın tadını keyfini çıkararak alsın. 
  • Bardağı elinizde tuttuğunuz anda başka hiçbir şeyin önemi olmayacak. İçinde bulunduğunuz anın ve duyularınızın deneyimlediği hislerin kıymetini bileceksiniz.

Bu üç egzersiz sayesinde şuna ulaşacaksınız: duyularınıza odaklandığınızda bedeniniz gevşeyecek. Bu da zihninizin sakinleşmesini sağlayacak. Fakat bunun zihninizi kandırmakla bir ilgisi yok; tek yaptığınız, zihninizin kontrolünü elinize alabilmek ve hiperaktifleşmesini önlemek için zihninizi sakinleştirmeye çalışmak. Çünkü bazen zihninizi kontrol etmek için tek yapmanız gereken, beş duyunuzu kullanarak bedeninizi rahatlatmaktır. 

Hemen bugün deneyin.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.