Duygusal Açıdan Olgun İnsanların Bildiği Beş Gerçek

Duygusal açıdan olgun insanlar uzun bir yoldan geldiler. Başarısızlıklarından ders aldılar. Ve kendi kaderlerinin sorumluluğunu üstlenmeye karar verdiler.
Duygusal Açıdan Olgun İnsanların Bildiği Beş Gerçek
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater.

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Duygusal açıdan olgun insanlar, hayatın her zaman kolay ya da adil olmadığını biliyorlar. Bu nedenle, kendi mutluluk ya da acılarından kimseyi sorumlu tutmazlar. Aynı şekilde, kendi refahlarının kimsenin elinde olmadığının da farkındadırlar. Kendi kararlarından sadece onlar sorumlular. Aldıkları her adımın ve yaptıkları her seçimin mimarı da onlar.

Duygusal olgunluk kavramı, Albert Ellis’in teorilerinin temellerinden birini temsil eder. Bilişsel-davranışçı terapinin babası hakkında çok fazla bilgisi olmayanlar için, Ellis, psikoloji alanındaki en seçkin figürlerden biridir.

80’den fazla kitap ve 1800’den fazla makale yazmış, 200’den fazla terapiste eğitim vermiş ve adını taşıyan bir enstitünün kuruculuğunu üstlenmiştir. Bu enstitü, insanlara, olumsuz inançlarını daha sağlıklı olanlarla değiştirmelerini, meydan okumayı ve kimliklerini keşfetmeyi öğretir. Bu sağlıklı düşünceler, refahı ve duygusal açıdan gelişimi teşvik eder ve böylece insanlar hedeflerine ulaşabilirler.

İnsanlar olarak, büyümemizi ve olgunlaşmamızı kolaylaştıran temel araçlara sahip olmak çok önemlidir. Birazdan odaklanacağımız bu anahtar noktalar ya da ilkeler, Albert Ellis’in çalışmalarının özünü oluşturur: acı çekmeyi daha yönetilebilir bir hale getirmek.

1. Duygusal açıdan olgun insanlar, dünyanın onların istediği şey olmadığını anlayabilirler

Birçoğumuz geçmişi değiştirmek isteriz. Yazdığımız bir bölümün sonuna geldiğimizde onu yeniden okumak ve hikayenin daha çok anlam kazanması için belirli paragrafları silmek isteriz.

Bununla birlikte, ister inanın ister inanmayın, bazen hayat anlamsızdır. Kabul etmek zorunda kaldığımız, açıklaması zor şeyler olur.

Duygusal açıdan olgun insanlar, başkalarını değiştiremeyeceklerini öğrenmişlerdir. Bunun nedeni, başkalarının sizin istediğiniz şekilde ya da söylediklerinize göre hareket etmelerini beklemenin boşuna olmasıdır. Hiç şüphesiz, bütün bunlar gereksiz acıya yol açar.

2. Mutlu olmak için, kendi adınıza sorumluluk almanız gerekir

Brown Üniversitesinde bilişsel psikolog olarak görev alan Bertrand Malle, mutluluk ve kişisel sorumluluğu anlama biçimimiz arasındaki ilişkiyi analiz etmek adına 2004 yılında bir çalışma yürüttü.

Başımıza gelen şeylerin kontrolünün başkalarının elinde olduğuna inanmak rahatsızlığa neden olur. Bu, tıpkı bir devekuşu gibi yaşamaya benzer, kendi başarısızlıklarınız yüzünden dünyayı suçlarken kafanızı kuma gömmek.

Tabii ki, kendi gerçekliğimiz üzerindeki kontrolün tamamı bizde değildir. Bununla birlikte, bizler, tepki verme şeklimizi belirleyebiliriz. İşin anahtarı budur.

hücum altında genç bir kadın

3. İstediğiniz zaman değişebilirsiniz

Duygusal açıdan olgun bir insan, kendi değişimine izin verir. Değişmek, büyümek ve bir şey öğrendikten sonra buna adapte olmak anlamına gelir.

Büyümek, sık sık, bizi sınırlayan ve kişisel değerimizi ve refahımızı aşındıran yükleri azaltmak amacıyla, bazı insanları ve bir şeyleri geride bırakmak anlamına gelir. Cesur olmayı ve net kararlar almayı gerektirir. Potansiyelinizin, periyodik olarak yapılan değişikliklerde yattığını anlamanız gerekir.

4. Cebinizde duygusal bir pusula taşımalısınız

Bu hayat yolculuğunun her aşamasında duygusal bir pusulaya ihtiyacımız var. Öyle ki, bu pusula, her zaman, korkuların biz alaşağı etmediği, kaygı duymadığımız ve sinirlerimizin bizi yavaşlatmadığı bir doğrultuda bizi yönlendirmeli.

Duygusal açıdan olgun insanlar, istenmeyen sonuçlara sebep veren duygusal durumlarla başa çıkmayı öğrenmişlerdir. Her deneyimden ders çıkarırlar.

Bu duygusal pusula, doğru ayarda kalmalıdır. Ve içsel durumlara, mantıksız düşüncelere ve en kötü taraflarınızı su yüzüne çıkaran duygulara dikkat göstererek ve deneyimlerle birlikte bunu başarabilirsiniz.

kalp ve pusula

5. Mutlu olmak için illa aşık olmak zorunda değilsiniz

Duygusal açıdan olgun insanlar takıntılı bir şekilde aşk arayışında değillerdir. Aşktan kaçmazlar ancak aynı zamanda ona ihtiyaç da duymazlar. Anladıkları bir şey varsa, o da, süregelen duygusal olgunlaşmanın en önemli şey olduğudur. Önemli olan, hayatınızı zenginleştiren, duygusal değerleri reddetmekten daha ziyade onları kovalayan ve genişleten biriyle birlikte, öğrenmeye devam etmektir.

Bu nedenle, dengeyi bilen ve herkesin kendi hedeflerini takip etmesine izin veren aşk, duygusal açıdan olgun insanların kalbinde yeri olan tek aşktır. Bu insanlar, sağlıksız ilişkiler yerine yalnızlığı tercih ederler.  Çünkü refah ve kişisel memnuniyet onlar için çok daha önemlidir.

Sonuç olarak, kimsenin bu dünyaya duygusal açıdan olgun bir insan olarak gelmediğini bilmelisiniz. Bu, zamanla öğrendiğimiz bir şeydir.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.