Duygulardan Kaçmamayı Öğrenmek

Duygulardan Kaçmamayı Öğrenmek
Adriana Díez

Yazan ve doğrulayan psikolog Adriana Díez.

Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Duyguların da bir sesi vardır. Bizimle konuşur ve bize nasıl hissettiğimizi söyler. Duygular her bir anımızda ihtiyaç duyduğumuz şeyi görmemize yardım eder. Peki duygularımızdan kaçarsak, görmezden gelirsek ne olur? Sesini kapatabiliriz ama ihtiyaçlarını görmezden gelemeyiz.

Öyle bir telaş içinde yaşıyoruz ki devamlı bir şeyden başka bir şeye geçiş yapıyoruz. Sonra da sürekli “endişelenme“, “yapman gereken tek şey…”, “onu aklından çıkar” gibi şeyler duyuyor ya da söylüyoruz. Ancak tüm duyguların işlevi uyum sağlamaktır. Yani duygularımızı dinlemeyip rafa kaldırırsak bir dahaki sefere daha kuvvetli bir şekilde ortaya çıkmalarına sebep oluruz. Ne yazık ki bunlar bazen en talihsiz anlarda ortaya çıkar.

Örneğin, üzüntü duygusu durmaya ve yalnız kalmaya ihtiyacımız olduğunu söyler. Bu yüzden de dışarı çıkmak ve insan içinde olmak istemeyiz. Diğer yandan neşe ise dışarı çıkıp sosyalleşmemiz için bizi cesaretlendirir. Tiksinti bedenimizin karşılaşabileceği olası tehlikelere karşı bizi uyarır. Korku ise bizi tetikte tutar ve korur.

Eğer duygularımızı dinlemeyi ve onlardan kaçmamayı öğrenirsek bize neler söylemeye çalıştıklarını anlama fırsatımız olur. Böylece duygularımıza kulak verirsek saklı kalan fakat ihtiyaçlarını karşılamadığımız bir parçamızı tanımamız da mümkün olur.

Duygularımızı ilaçlarla tedavi etmeye çalışırsak ne olur?

Ölçüsü kararında olan duygular iyidir ve işlevseldir. Ancak, asıl problem duygularınız katlanılamayacak derecede aşırıya kaçtığı ve hayatınızı yaşamanıza engel olduğu zaman başlar. Duygularımızı görmezden gelir, önemsiz görür ya da uyandırmamaya çalışırsak başımıza gelecek olan şey budur.

Daha önce de söylediğimiz gibi, duyguların bir sesi vardır. Peki işlevsel duygularımızı ilaçla tedavi etmeye kalkarsak ne olur? Seslerini kapatırız. Seslerini kapattığımızda da bize söylemeye çalıştığı şeyleri kaçırırız. Eğer dinlemeyi öğrenirsek bu duygular görevlerini yerine getirebilecek ve sonrasında da diğer duyguların kendini gösterebilmesinin yolunu açacaktır.

haplar

Duygularımızı dinlemeyi öğrenmek ve onlardan kaçmamak

Ahenk içinde yaşamak algılarımızı açmak demektir, ne de olsa bir toplum içinde yaşıyoruz ve sosyal varlıklar olarak bu topluma uyum sağlamaya çalışıyoruz. Ancak sosyal varlıklar olmanın da ötesinde hepimiz kendi içimizde bir bütünüz ve bu yüzden de dışarıdaki ortama uyum sağlayabilmek için iyice şekillenmiş, istikrarlı bir kişiliğimizin olmasına ihtiyaç duyarız.

Duygular bizim bir parçamızdır fakat “biz” dediğimiz kişiyi tanımlamazlar. Ne de olsa duygular gelip geçicidir, bazıları daha uzun kalır bazıları ise bizimle kısa bir süre geçirir. İyisiyle kötüsüyle duygularımız ebedi değildir. Onları duygu yapan şey bu geçici doğalarıdır; aksi halde bir duygudan değil bir “duygudurum”dan bahsediyor oluruz.

Zaman zaman kendimize nasıl hissettiğimizi sormak iyi bir fikir olacaktır. Benimle beraber olan duygu hangisi olabilir? Bu ufak soru yaşadıklarımızı anlamamıza yardımcı olmanın yanı sıra duygularımızla bağlantı kurmamızı sağlar.

Eğer duygularımdan kaçmazsam kendi içimde bir denge kurma şansım olabilir. Ya da iyi hissetme şansım. Bu denge hiçbir duygunun (özünde) zararlı olmadığı düşüncesine dayanır. Aslında bu sadece içeride neler olduğuyla ilgili bir şeyler söylemektir.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.