Beyne Bakışımızı Değiştiren Üç Klinik Vaka

Beyne Bakışımızı Değiştiren Üç Klinik Vaka

Son Güncelleme: 08 Ağustos, 2019

Nörobilim, hem sıradan hem de bazen oldukça sıra dışı klinik vakalar hakkında yapılan araştırmalar sayesinde büyük adımlar attı. Bu vakalardan bazıları meşhurdur çünkü beynin nasıl çalıştığına dair anlayışımızı önemli ölçüde geliştirmiştir.

Birçok insan “ruh” ya da “kalp” dedikleri şeyin gerçekten de beyinde gerçekleşen süreçlerle ilgisi olduğunu kabul etmekte tereddüt eder. Klasik vaka çalışmalarına dönüşen aşağıdaki klinik vakaların değerli bir özelliği, bir şekilde beynin psişik dünyamızda tuttuğu yere dair kanıtlar vermiş olmasıdır.

“Eğer isterse, her insan kendi beyninin heykeltıraşı olabilir.”

– Santiago Ramón y Cajal


Beynimizi tamamen anlamaktan hala çok uzaktayız. Ancak yavaş yavaş adım adım ilerliyoruz, bazı gizemleri çözüyoruz, sonra yenilerini buluyoruz. Aşağıda tarif edilen üç klinik vaka, beyin hakkındaki bilgimize ne kadar katkıda bulunduğunu hatırlamaktan habersizdir.

Phineas Gage

Phineas Gage, Amerikalı bir demir yolu çalışanıydı ve tuhaf bir kaza geçirmişti. 1848 yılının eylül ayında, genç işçi kaya patlatmaktaydı ama yaptığı bir hata sonucu patlama beklediğindne önce gerçekleşti.

Yanlış hesaplaması sonucunda Phineas yaklaşık 20 metre uzağa fırlamış ve demir bir çubuk başına saplanmıştı. Çubuk, yanağından girdi ve başının üstünden çıktı.

başına demiryolu direği giren adam

Harlow, Phineas’ın doktoruydu ve yaşananlara dair bir kayıt bıraktı, Phineas’ın kazadan sonra bilinçli kalması ve gerçekle temastan kopma belirtisi göstermemesinden oldukça etkilenmişti. İyileşme süresi sadece 10 hafta sürdü ve asla bilişsel yeteneklerini kaybetmemiş görünüyordu.

İyileşmenin ardından, Gage her zamanki gibi çalışmaya geri döndü, ancak kişilik değişiklikleri göstermeye başladı. Önceden sakin bir adamdı, ama şimdi diğer değişimlerle beraber aşırı derecede sinirli biri olmuştu. Bu, klinik davranışlardan ve hatta kişiliğin fiziksel beyin ile nasıl ilişkili olduğuna dair klasik bir örnek olan klinik vakalardan biridir.

Bununla birlikte, bazı çalışmalar beyin travması ve yüz disfigürasyonunun etkilerinin yeterince ayrıntılı olarak incelenmediğini düşündürmektedir. Bazıları, bu faktörlerin de kişilikteki değişimini büyük ölçüde etkileyebileceğine inanmaktadır.

H.M. Vakası

İşte psikolojide büyük bir etkisi olan, tarihin dikkat çekici klinik vakalarından bir diğeri. Baş harfleri, hastanın ismi Henry Molaison’u temsil ediyor. 27 yaşındayken beyninin bazı parçalarının çıkarılması için ameliyat edildi. Hipokampusu ve amigdalası, epilepsi rahatsızlığını iyileştirmek için çıkarıldı.

beyin ayıklamak

Ameliyatın sonuçları şaşırtıcıydı. Hasta H.M. yeni hatıraları saklayamıyordu. Ameliyattan önce olan her şeyi hatırlayabiliyordu ama sonra olan şeyleri hatırlamıyordu.

Sürekli olarak şu anda yaşamaktaydı, her şeyi olduktan hemen sonra unutuyordu. Örneğin, odaya birisi girerse, onları karşılardı. Fakat kısa bir süre sonra ayrılıp geri dönerlerse, onları tanımazdı.

Hayatları boyunca, doktorlar her zaman H.M.’nin çevresindeydi ama hiçbir zaman yeni anılar oluşturma becerisini geri kazanmadı. 2009 yılında öldü ve en ünlü klinik vakalar arasında yer almasından dolayı, tüm dünya internette yayınlanan beyin otopsisini izleyebildi.

Prosedür sırasında, beyninin en zarar gören kısmının entorhinal korteks yani Alzheimer hastalığının ilk evrelerinde kötüleşen alanı olduğunu keşfettiler.

Psikolojide dikkat çekici klinik vakalar: Donald

Donald, phencyclidine (PCP) etkisi altında kız arkadaşını öldürdü, ama bunu hatırlayamıyordu. Daha sonra organik amnezi teşhisi kondu. Yıllar sonra bisikletiyle hastaneden çıkıyordu. Aniden, bir araba çarptı ve Donald komaya girdi. Uyandığında olağanüstü bir şey oldu.

deliren adam

Donald cinayeti hatırlamaya başladı ve tekrar tekrar kontrol edilemeyen flashback’ler yaşadı. Sürekli olarak aklında o olayı yaşıyordu. Ayrıca nöbetler geçiriyordu.

Donald’ın durumu, bildiğimiz en gizemli klinik vakalardan biridir. Bilim hâlâ kayıp belleğinin neden geri geldiğini açıklayabilmiş değil. Hafızanın neden böyle işkence edici bir şekilde kendini gösterdiği hakkında daha az şey biliniyor.

Bunlar, psikoloji tarihindeki en önemli klinik vakalardan sadece birkaçıdır. Her biri bizi, bazen hiç farkında olmadan, beynimiz olan inanılmaz organ hakkındaki bilgimizde ileri götürdü.

Ne yazık ki, bu gelişmeleri mümkün kılan insanlar, anormal bir beyne sahip olmanın etkilerinden muzdaripti. Ama onlar, insanlığın geri kalanına büyük bir armağan bıraktılar.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.