Bakış Açısı Bulaşıcıdır: Sizi İyi Hissettiren İnsanlarla Olun

Bakış Açısı Bulaşıcıdır: Sizi İyi Hissettiren İnsanlarla Olun
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater.

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Bakış açınızın en önemli parçanızı oluşturduğunu düşünüyorsanız kimsenin umutlarınızı almasına ve hayallerinize imkânsız demesine izin vermeyin. İnsanların başarısız olacağınızı veya iyi şeyleri hak etmediğinizi söylemesine izin vermeyin. Bakış açımızın hayatta başımıza gelenler üzerinde çok büyük etkisi vardır. Bu yüzden kimsenin sizden bunu çalmasına müsaade etmeyin, bakış açınızı koruyun.

Kişisel gelişim kitapları başarıya odaklıdır. Doğrudan başkaları tarafından taktir edilmeye, kabiliyetlerimiz, yeteneklerimiz ve elde ettiklerimizle dünyanın karşısında zafer almaya odaklıdır. Biz ise dış dünya için bir zafer kazanmaktan söz etmiyoruz, iç huzurdan bahsediyoruz.

“Mutlu bir insan belirli şartlara göre değil belirli bir bakış açısına göre yaşayandır.”

Sürekli olarak yeni beceriler kazanmaya çalışıyoruz ki bu iyi bir şey. İyi bir şeyler yapmanın rahatlatıcı olduğunu inkâr etmiyoruz. Ama gerçekten önem verilecek bir şey varsa o da tutumlarımız çünkü bu iyi ve kötü günün birbirinden ayıran şey.

Her şey bize karşı olduğunda bile iyimser kalabilmemizi sağlayan şey bu. Kendimize inanmamızı sağlayan ve başkaları ne kadar uğraşsa da yıkılmamızı önleyen şey.

“Ben buna değerim, bunu biliyorum çünkü hak ettiğimi biliyorum.” Bu, bakış açımızı ve hayata karşı tutumumuzu sağlamlaştırmak için her gün kendimize tekrarlamamız gerek bir cümle. Her sabah çay ve tost kadar gerekli olan bir başlangıç bu bizim için.

Ancak etrafta bakışımızı bulutlandırmak, olumsuz fikirlerin tohumlarını atmak isteyen ve bu güneşli bakış açımızı değiştirmek isteyen insanlar da var.

yağmur bulutları

Bakış açısı: kişisel seçiminiz

Her yıl kişisel gelişim ve mutluluk üzerine basılan kitapların sayısı katlanarak artıyor. Ancak DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) depresyonun dünya çapında gittikçe ciddileşen bir sorun olduğu konusunda uyarılarda bulunuyor.

Öyleyse çocuklarımızı bilimde, matematikte, teknolojide ve bilgisayar programcılığında eğitelim. Ama aynı zamanda onlara endişeyle, duygularını nasıl yönetecekleriyle, üzüntüleriyle ve öfkeyle nasıl baş edeceklerini de öğretmeliyiz.

Kimse gerçekten tutumla ya da kendine inanmakla ilgili konuşmuyor. Kimse bunları bilmiyor çünkü okulda yalnızca cümlenin ögeleri ya da ortak paydayı bulmak gibi şeyler öğretiliyor. İyi, saygılı ve çalışkan olursak her şeyin kendiliğinden güzel olacağı ve bizi mutlu edeceği öğretildi.

Ancak er ya da geç hepimiz iyi niyetli olmanın başarılı olmaya yetmediğini gördük. Eğer başkaları bize inanmazsa içimizdeki ateşin rüzgarda sönen bir mum gibi yok olacağını anladık.

Toplum bize iyi bir eğitim verebilir ama aynı zamanda bizi izole bir bekleme odasına koyup geriye de düşürebilir. O insanların sözde özgüvenleri, dayanaksız umutları ve bozgunculuklarıyla baş başa kalırız.

üzgün kız

Eninde sonunda “hasta” olduğumuzu fark ederiz. Depresyona ve pasifliğe teslim oluruz. Aklımız bulutlanır ve maalesef başka insanların olumsuz yönlendirmelerine maruz kalır.

Sonuçta söyleyebiliriz ki tutum kişisel bir seçimden başka bir şey değil. Bizi o çorak ve ıssız topraklardan çekip kurtaracak olan da budur. Bir şekilde orada olmayı hak etmediğimizi hatırlarız. Gerçekten ihtiyacımız olanları bir araya getirmeye cesaret bulabiliriz.

Güçlü ve cesur bir bakış açısının 3 elementi

Bazı insanlar pozitif bakış açısının her şeyi çözemeyeceğini söylüyor. Bu da birçok insanı endişelendirmekten başka bir işe yaramıyor. Bu dar bakış açıları ve kapalı zihinleriyle bu insanlar hayallerimizi dikenli tellerle çeviriyor ve güneşli günlerimizi bulutlandırıyor.

“Bakış açısı bulaşıcıdır: seninki yakalanmaya değer mi?”

– Dennis ve Wendy Mannering

Tutumumuzun her gün iyileştirmek için uğraşmamız gereken kişisel bir değer olduğunu unutmamamız gerekiyor. Çünkü kendiliğinden iyileşmesini beklersek başkalarının zehirli hareketleri durumu iyileştirmek yerine kötüleştirebilir.

Bu nedenle iyi tutumları güçlendirecek, sağlamlaştıracak ve şekillendirecek şu üç elementi hatırlamakta her zaman fayda var:

  • Kararlılık: İyi bir bakış açısı ve tutum her zaman kendini adamayı gerektirir. Hedefler için, değerler için ve kendimize koyduğumuz amaçlar için kararlılık sergilemek gerek.
  • Kontrol: Bu amacı gerçekleştirmek için, hedefe ulaşmak için kendi gerçeklerimizin kontrolünü ele almalıyız. Başımıza gelen şeylerin kontrolüne girmemeliyiz. Sorumluluk almalı ve aktif, pozitif ve cesur bir tutum benimsemeliyiz.
    beyaz kaplan
  • Yapbozun son parçası ise azim: Bu kesinlikle unutulmaması gereken bir element. Çünkü hayat her gün önümüze yeni engeller çıkarıyor. Bu testleri birer meydan okuma olarak görmeli ve bunlardan ders alıp kendimizi geliştirmeye odaklanmalıyız. Hayatınızın başrolü sizsiniz, unutmayın!

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.