Aşk ve Mutluluk Hormonu: Oksitosin

Aşk ve Mutluluk Hormonu: Oksitosin
Gema Sánchez Cuevas

tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas.

Tarafından yazılmıştır Valeria Sabater

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Oksitosin, vücudumuzda birkaç farklı görevi bulunan bir hormondur. Hala tam olarak bu bir kaç görevin ne olduğunu bilemiyoruz. Örneğin, bizleri diğer insanlarla bağlayan o duygunun oksitosin ile ilgilisi olup olmadığını henüz keşfedemedik.

Bize sevgi, çocuk sahibi olma, emzirme ve tutku içerisinde, farklı şekil ve renklerde bir hayat sunan ve belli bir kuvveti bulunan hormon budur. Doğumu başlatan ve hayatı büyük harfler ile yazan da yine bu hormondur.

Günümüz dünyasında, oksitosin hakkında konuşurken, hemen hemen herkes, doğumu bu hormon ile ilişkilendirir. Yani, doğumu başlatma görevi bulunan bu sentetik hormondur.

Oksitosin, hipotalamusta üretilir ve hipofiz bezi tarafından salgılanır.

Hem bir hormon hem de bir nörotransmitter olan bu minik organik molekül üzerine yapılan çalışmalar hala devam ediyor. Sadece birkaç ay önce “Sosyal Bilişsel ve Duyuşsal Sinirbilim” (Social Cognitive and Affective Neuroscience) adlı bilim dergisi, rahatlama, iç huzur ve meditasyon yapılması adına, bedenimizin harekete geçmesini sağlayan süreçler için, oksitosinin zihinsel düzeyde bir rol oynayabileceğini ortaya çıkarmıştır.

Başka bir şekilde söylemek gerekirse: oksitosin sadece bizi başkalarına duygusal manada bağlamak ile kalmaz. Aynı zamanda, kendimizle daha iyi bağlantı kurmamıza yardımcı olan psikolojik ve duygusal mekanizmaları da teşvik eder. İçsel denge ile ilgilidir.

Artık oksitosinin bazı işlevlerini ana hatlarıyla çizdiğimize ve ne kadar önemli olduğunu konuştuğumuza göre, bu inanılmaz hormonu biraz daha yakından tanıyabiliriz.

kadın ve erkek aşkının kimyası

Aşkın Hormonu ve Daha Fazlası: Oksitosin

Oksitosin dokuz amino asitten oluşan bir oligopeptittir. Geçtiğimiz yüzyılın başında keşfedildi ve 1953’te bir biyo-kimyager olan Vincent Du Vigneaud tarafından yapay olarak sentezlendi.

İşte o zamandan beri, beynimiz içerisinde bu kadar güçlü ve önemli bir etkiye sahip olan bu bileşik, mikroskop altında incelenmeye başlandı. Amaç, hayatımızın önemli dönemeçlerinde, örneğin sosyal ilişkilerde, oksitosinin oynadığı rolü belirlemekti.

Şimdilerde ise, bu kimyasal maddenin, çalışmaya başladıktan sonra, birçok sosyal davranışlarımızı şekillendiren bir motor görevi gördüğünü biliyoruz. Empati, güven, dostluk, cömertlik veya fedakarlık gibi duygular, bu hormondan türemektedir.

Oksitosin ayrıca, dopamin ödül merkezinde de, temel bir işlev görür. Örneğin, oksitosin, orgazm sırasında zevk verir.

Ve bu özellikler göz önüne alındığında, oksitosinin gerçekten yoğun ve anlamlı ilişkilerde aktif rol aldığı görülecektir.

Ancak,  “Sinirbilim ve Bio-Davranışsal İncelemeler” (Neuroscience and Biobehavioral Reviews) adlı dergide yayınlanan bir makalede de açıklandığı gibi, bu yukarıda ifade ettiğimiz durum, ilk bakışta aklımıza gelenlerden çok daha karmaşıktır.

Çünkü duygusal ilişkilerde, birlikte hareket eden çok şey vardır. Oksitosin içeren nörotransmit salatasına dahil olan birçok farklı dinamik yapı vardır.

hap içinde mutluluk kalpleri

Aşık olduğumuz ve o yoğun, çılgın ve neredeyse saplantılı tutkuyu hissettiğimizde, oksitosin aslında ‘yasaklarımızı’ ortadan kaldırır. Bilim insanları, bu hormonun sinirsel devreler üzerindeki etkisinin, alkole benzer olduğunu söylemektedirler.

Oksitosin, risk almayı, kendimize güvenmeyi öğütlerken, duygusal bir ilişki içerisinde mevcut tehlikelerinin veya etkilerin ne olduğunu gösterir. Bütün bunlar bizlere zarar vermiş olsa bile.

Bazıları, bu durumu oksitosin’in “karanlık” tarafı olarak nitelendirebilir. Ancak, bu olası ‘karanlık’, işleri sadece daha ilginç bir hale getiriyor.

Oksitosin Yaşamı Kolaylaştırır

Oksitosin, cömertliği, şefkati, güveni ve merhameti düzenler. Eğer bu doğruysa, insanların neden bu hormonu “insanlık hormonu” olarak tanımladığını anlamak daha kolay olur.

Fakat, çok önemli bir gerçeği de unutamayız. Hayvanlar dünyasında dahi, anneler, yavrularını, kendi canları pahasına korur ve savunur. Oksitosin hayvanların da davranışlarını düzenler. Aslında, insanların ve köpeklerin bu hormon sayesinde harika dostluklar kurabileceğini biliyoruz.

“Gözler, kör bir kalbe yol gösteremez.”

– Arap atasözü

Yani, bunu sadece bir “insanlık hormonu” olarak adlandırmak yerine, oksitosini daha geniş ve daha önemli bir bakış açısı ile ele almalıyız. Hayatımızı tüm yönleri ile kolaylaştırır oksitosin. 

Çünkü oksitosin, birbirimize, diğer canlılara, çevremize ve hatta kendimize bağlanmamızı sağlar. Birlikte yaşamayı kolaylaştırır. Sevginin, fedakarlığın, merhametin ve şefkatin yaşamın devamlılığı açısından bu şekilde garanti altına alıyoruz.

adamın kucağına atlamış köpek

Ayrıca, şu anda hormonun daha önce keşfedilmemiş bir yönü de inceleniyor ve bu durum da oldukça ilginç. Oksitosinin, çevremizdeki sosyal ve duygusal bilgilere dikkatimizi arttırdığı da görülmüştür. 

Oksitosion, hangi uyarıların önemli olduğunu yorumlamamıza yardımcı oluyor. Bu şekilde onları hatırlayabilir, yorumlayabilir ve işleyebiliriz. Burada yine bir “bağlantı” söz konusu. Bizi çevreleyen ile benliğimiz arasında bir bağ kurmaya çağıran güç. Sanki büyük bir yapbozun parçaları gibiyiz.

Bu keşif, Otizm Spektrum Bozuklukları (Autism Spectrum Disorders-ASD) olan insanlar için önemli olabilir. Aslında, oksitosin eksikliğinin, otizmin ortaya çıkmasına sebep olabileceği de görülmüştür.

Bu nedenle ilk klinik araştırmalar sosyal bütünleşmeyi ve etkileşimi geliştirme üzerine odaklanmıştır. Umarız bu manada yol alabiliriz. Ayrıca bu şaşırtıcı molekül üzerindeki keşiflerin devam etmesini dileyelim.

Kaynakça

-Kerstin Uvnäs Moberg (2003) “Oksitosin Faktörü: Aşk, Sakinlik ve Şifa Hormonu”. Da Capo Yayıncılık.
-Patty Van Cappellen, Baldwin M. Camino (2016) Oksitosin uygulamasının manevi ve meditasyon tepkileri üzerine etkileri, “Sosyal Bilişsel ve Duygusal Sinirbilim”. Cilt 11, n ° 10
-Carmichael, MS, Humbert, R., Dixen, J., Palmisano, G., Greenleaf, W. & Davidson, JM (1987) Plazma oksitosin, insan cinsel tepkisinde artışa neden olur. Cinsel Davranış Arşivleri 23: 59-79.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.