Logo image
Logo image

Vedalar Bizi Değiştirir

3 dakika
Vedalar Bizi Değiştirir
Son Güncelleme: 11 Ocak, 2017

Vedalar her zaman içimizde bir şeylerin kırılmasına sebep olur. İçimizden gelen bu durum, bizim hislerimizin yansıması, bir anlamda da hüsnükuruntumuzdur. O andan itibaren, bir parçamız hiçbir zaman aynı olmaz, kırıklar hiçbir zaman onarılmaz. Hatta öyle bir noktaya gelir ki o kırık parçalar bizim canımızı acıtmaya başlar.

Bu yüzden hayatlarının bir döneminde çok önemli bir şeyle ya da biriyle vedalaşmak zorunda kalanlar, vedadan sonra bir daha eskisi gibi olamayacaklarını bilirler. O andan itibaren, her zaman geçmişe özlem duyarlar, kalplerinde bir ağırlık hissederler.

Sonuç olarak veda demek keder demektir. Bazen acılı geçen bu ayrılık sonrası süreçte, imkansız olanın peşinden gitmek, ona tutunmak isteriz. Bu duygu içimizde büyür, kırılan parçamızı değiştirir, bizi endişeli biri haline getirir.

Some figure

Hiçbir şey kalıcı değildir; her şey değişir

İnsanlar değişir ve bu değişimle birlikte dünyaya bakış açımız ve onunla kurduğumuz ilişki de değişir. Üstelik bu değişim, biz tüm kalbimizle eskisi gibi kalmayı isterken gerçekleşir. Yapılması gereken bir değişimi gerçekleştirirken bile, ihtiyacımız olduğunu düşündüğümüz bir şeyden “vazgeçme” sürecini yaşamak istemediğimiz için, direniriz.

Bu son cümle önemlidir çünkü daha önce de pek çok kez belirttiğimiz gibi, ihtiyaç hissi özgürlüğümüzü kısıtlar. Ayrıca bizi zararlı ilişkiler kurmak isteyenler için kolay hedef haline getirir.

Öte yandan her veda tatlı bir keder duygusunu da beraberinde getirir. Bu durum çelişkili görünse de, tatlı bir keder dememizin sebebi anı tüm gerçekliğiyle yaşamamız, sonrasında da geleceğe duygusal özgürlüğümüze sahip olarak kucak açabilmemizdir.

Bazen, vedalar, kendimizi yeniden tanıyabilmemiz için gereklidir. Çünkü aynı duygulara, kişilere, yerlere bağlı kaldığımızda, hep aynı şeyleri yaptığımızda kendimizi tanıyabilmek çok zordur.

Some figure

Geçmişte aldığınız duygusal yaraları kapatmayı unutmayın

“Hayatınızda bir dönem kapandığında bunun farkında olmanız önemlidir. Eğer o anda gereğinden fazla takılı kalmakta ısrar ederseniz, hayatınızın geri kalanının anlamını ve mutluluğu yitirirsiniz. Bir dönemi kapamak, yeni bir sayfa açmak, bir devrenin kapanması – ne derseniz deyin.

Önemli olan onu geride bırakmayı bilmek ve hayatta sona yaklaşan, tükenen şeylerden vazgeçmeyi başarmaktır.

Geçmiş için yanıp tutuşarak bugünün tadını çıkaramayız. Kendimize neden diye bile sormamalıyız. Ne olduysa oldu. Geride bırakılmalı, kurtulunmalı. Ne sonsuza dek çocuk kalabiliriz, ne de genç; ne tarih olan bir şirket için çalışmaya devam edebiliriz, ne de artık bizimle olmak istemeyen insanlarla birlikte olmaya devam edebiliriz.

Her şey geçer ve biz vazgeçmesini bilmeliyiz!”

– Paulo Coelho

Hayatta yeni bir sayfa açtığımızda, diğer sayfaları kapamalıyız. Yani, bizim için hem karmaşık hem de acı verici olan duygusal yaraları iyileştirmeliyiz. Bunu bilmemize rağmen, hepimizin geçmiş tecrübelerimizin etkisiyle oluşan, beraberimizde taşıdığımız açık yaralarımız vardır; bu yaralar bizim bugünümüzü, hatta geleceğimizi etkileyebilir.

Ayrılığın yarattığı duygusal boşluğun başınızı döndürmesi normaldir. Çok yüksek bir yerden aşağıya bakarken de başımızın döndüğünü hissederiz; baş dönmesi, beynimizin aşağıya bakmaktan vazgeçmemiz için bize verdiği sinyaldir.

Böyle bir durumda, bir şey duygusal bir uçurumdan aşağı düşmüş gibidir. Onu hiçbir zaman geri alamayacak olsak da, aşağı bakıp kırıldığından emin olmak isteriz. Başka bir deyişle, kırıldığına inanmamız için kendi gözlerimizle görmemiz gerekir. O parçanın bizden kopup gittiğini ve bir daha hiçbir zaman geri dönmeyeceğini görmeliyiz. Sahip olduğumuzda bize yaşattığı hisler güzeldi ancak zamanla hayat yolunda ilerlerken bizi yavaşlatan, bizi yolumuzdan alıkoyan bir yüke dönüştü.

Sonuç olarak, teşekkür edip veda etmenin zamanının geldiğini bilmeliyiz. Her veda hayatta bize yardımcı olacak önemli şeyler öğrenmemizi sağlar.

Kabullenin ve artık sizin bir parçanız olmadığını bildiğiniz şeylerin gitmesine izin verin; yükünüzden kurtularak hafiflik hissiyle bir adım atın. Yaşadığınız mutluluk hissini ifade etmeye yetecek kelimeleri sözlükte bile bulamayacaksınız.